top of page

ŞİİRE DAİR HERŞEY...

-Muhammed inanç

PROFESSIONAL 

           ÇOK SEVDİM SENİ

Çok sevdim seni.

Bir kuşun gökyüzünü sevdiği gibi...
Çok bağlandım sana.

Bir annenin çocuğuna bağlandığı gibi...
Her gün düşündüm seni.

Bir babanın ekmeğini düşündüğü gibi...
Bana ait olmanı istedim.

Bir çocuğun oyuncağını sahiplendiği gibi...
Çok hayal ettim seni.

Mülteci bir çocuğun Paris hayalleri gibi...
Vazgeçilmezimdin Benim.

Nefesinden vazgeçemediğim Gibi...
Değişilmezimdin benim.

Sana olan sevgimi değiştiremediğim gibi...
Umudumdun sen benim.

Karada bile çırpınan balığın umudu gibi...
Hikayemin kahramanıydın sen.

Leyla'nın Mecnun'u gibi...
İnişli çıkışlı günlerimin sahibiydin.

Tıpkı denizde oluşan dalga gibi...
Ağladığım gecelerin sahibiydin sen.

Depremden sonra oluşan enkaz gibi...
Kısaca her şeyimdin sen benim.
Nefesim, umudum, hayalim ve vazgeçilmezimdin.
Biten ömrümün sahibi yaşamamın sebebiydin.
Böyleydin işte...

Farklı, özel ve acımasızdın.

   -Muhammed İnanç

      GİTMEK GEREKİR

Gitmek gerekir bazen.
Yokluğunu hissettirmeden,
geride bıraktıklarını düşünmeden,
sadece gitmek gerekir.
Giderken arkana bakmaman lazım.
Vazgeçtiklerinden, vazgeçemeyeceğin için.
İşte bu yüzden,
kuşlar gibi özgür, karınca gibi hırslı ol.
Ya da ''vazgeçebilecek'' kadar cesur ol.
Bugün gitmelisin ki, döndüğünde huzuru bulabilesin.
Ve unutma ki ancak gidersen yeni başlangıç yaşayabilirsin.
İşte bunun için...

Gökyüzünü keşfedebilmek için...
Arkana bakmadan, kalbini dinlemeden sadece gitmelisin....

 -Muhammed İnanç

                    VAZGEÇTİM

Vazgeçtim...
Yorulduğumdan değil, hiç umut olmadığından...
Bıkkınlığımdan değil artık hayal kuramadığımdan,
vazgeçtim.
Sesini duyamadığım, gözlerine bakamadığım için...
Ellerini tutamadığım, nefesin olamadığım için,
Vazgeçtim.
Her gün günaydın mesajıyla seni uyandıramadığım için...
Doğum gününde sana sarılamadığım için,
Vazgeçtim.
Birlikte gülüp birlikte ağlayamadığımız için...
Hayatımı seninle paylaşamadığım için,
Ve senin hayatında koca bir ''hiç'' olduğum için,
Vazgeçtim.
Ağladığında başını omzuma koymak istemediğin için...
Ve güldüğümde sevincimi seninle paylaşamadığım için,
Vazgeçtim.
Ellerini ısıtamadığım, kalbini sevgiyle saramadığım için...   

Bir kez olsun bana şans vermediğin için,
Duygularımı hiçe sayıp bir kez olsun yüzüme bakmadığın için,
Vazgeçtim.
Uğruna tüm zamanımı harcayacağım kadının birkaç dakikasını bile bana ayıramadığı için...
Kelimeler boğazıma düğümlenip gözümden yaş aktığı için,
Vazgeçtim.
Hep sevip hiç sevilmediğim için...
Hep değer verip hiç önemsenmediğim için...
Ama en acısı da...
''Tüm kurduğum bu hayalleri başkasıyla yaşadığına şahit  olduğum için vazgeçtim.''
Ben hayal kurmaktan ve hayata umutla bakmaktan vazgeçtim.
Kısaca senden, kendimden  ve bizden vazgeçtim.

-Muhammed İnanç

            BİLEMEDİM

Bir gün daha bitti.
Yıldızlar, yine kendini belli etti.
Meltem rüzgarları esti odamda.
Birde yokluğun var, sol yanımda.

Dinlemiyorum artık o şarkıyı.
Her sözü seni bana hatırlatıyor.
Uyumak istemiyorum mesela.
Her bir rüya seni bana getiriyor.

Niye böyleyim bilmiyorum.
Belki de seni çok seviyorum.

Ama
Ayrılık da sevdaya dahilmiş.
Bir tek bunu biliyorum.

İşte bu yüzden kaybediyorum.
Alışamıyorum, yokluğuna.
O eski günleri istiyorum.
Yağmurda ıslandığımız günleri.

 

Ama Hiçbir zaman  bilemedim.

Çok sevince gideceğini,
Acı çekince daha çok seveceğimi,
Ve 
Asla seninle olamayacağımı... Bilemedim.

Sevdiğim kadar  sevilmeyeceğimi,
Özlediğim kadar özlenmeyeceğimi,
Ve ağladığım günleri görmezden geleceğini...
Bilemedim.

Kısaca sen beni sevemedin.
Ben de senden vazgeçemedim. 
Ama şunu iyi bil.
Sen yoksun ve ben bitiyorum. 
İşte bunu, her şeyden iyi biliyorum.

-Muhammed İnanç

PORTFOLIO

              BİR MELEK İSTİYORUM

Bir melek istiyorum.
Her gece rüyalarıma giren,
her duamda adı geçen bir melek...
Bir kadın istiyorum.
Bakışlarında kaybolduğum,
gülüşünde can bulduğum, bir kadın...
Bir anne istiyorum.
Her sabah çocuğumuzu birlikte uyandırabileceğimiz bir anne...
Bir eş istiyorum.
İyisiyle kötüsüyle, her günümü dolu dolu geçirebileceğim bir eş...
Bir prenses istiyorum.
Kalbimde tahtı olan,
hayatımda söz sahibi olan bir prenses...
Bir melek istiyorum.
Kokusunda cenneti bulduğum,
nefesiyle hayata tutunduğum bir melek...
Bir sultan istiyorum.
Varlığında huzuru bulduğum,
sesine bile aşık olduğum bir sultan...
Ve bir mucize istiyorum...
Ölümün ayıramadığı,
kaderin bile bozamadığı bir mucize...
Kısaca bir melek bir prenses ya da bir sultanım olsun istiyorum.
Ama her şeyden önemlisi,
Bunları tek bir kadında yaşamak istiyorum.

-Muhammed İnanç

SENİ ANLATMAK 
Seni anlamak güzel şey... Parlayan yıldızın neşesini, ay ışığının zarafetini anlamak gibi...
Seni sevmek özel şey...

Siyahın içinde parlayan beyaza vurulmak gibi...
Sana bakmak güzel şey...
En güzel tabloda kaybolup kendimi sende bulmak gibi...
Ve seni dinlemek...
En özel şarkının en güzel nakaratını dinlemek gibi...
Ya da 
Sesinde huzur bulup sessizliğinde kaybolmak gibi...
Aslında  seni anlatmak...
En güzel şiirin en güzel mısrasını yazmak gibi...

-Muhammed İnanç

           ELMAS

Dünyadaki elmasın karşılığısın sen.

Yağan yağmur damlası kadar temiz, açan güneş kadar sıcaksın.

Her bir kar tanesi kadar berrak, ay ışığı kadar zarifsin.

Denizlerin dalgası kadar hırçın ve bir ağaç yaprağı kadar huzurlusun.

Dört mevsimi yaşatanımsın.

Bir gülüşünle yazı yaşatan, bir sözünle kışı hatırlatanımsın.

İlk baharda açan meyve ağacı kadar cana yakın, son baharda döken yapraklar gibi soluksun.

Yeri geldiğinde ay ışığı gibi yüzünden nur saçan,yeri geldiğinde bir deprem olup hayatımı yıkansın.

Yine de özelsin.

Her  Şeyinle...

Bakışınla, gülüşünle, nefesinle…

Bir elmas kadar zor bulunan ama her daim yanımda olanımsın.

Sen...

Güneşin sıcaklığını, denizlerin dalgasını hissettirenimsin.

Sen...

Kısaca ay ışığım ve dünyadaki elmasımsın.

Mevsimlerimin sahibi gecelerimin anlamısın…

-Muhammed İnanç

            BAZEN

Bazen susmak gerekir.

Geçmişi hatırlamamak için...

Bazen de konuşmak gerekir.

Geleceğe umutla bakmak için...

Bazen gülmek gerekir.

Dayandığını göstermek için...

Bazen de gizlice ağlamak gerekir.

Derdini anlatamadığın için...

Bazen gitmek gerekir.

Her şeyden uzaklaşmak için...

Bazen de kalmak gerekir.

Sevdiklerini geride bırakamadığın için.

Hayat bazen elinden tutar kaldırır seni.

Bazen de acımaz, her defasında düşürür seni.

Bazen aşk denen mucizeyi verir.

Bazen ise ayrılık denen  kabusu yaşatır.

Kısaca hayat...

Bazen güldürür.

Bazen öldürür.

-Muhammed İnanç

                             AŞK

Acısı kadar özel, ızdırabı kadar güzeldir aşk.

Ve bıraktığı izler kadar unutulmazdır.

Ama tüm bunlara rağmen,

Kendine bağlayacak kadar özeldir aşk.

Kısaca,

Onu güldürebilmektir aşk.

Ya da onunla ağlayabilmek...

Yeri geldiğinde yokluğuna alışabilmek,

yeri geldiğinde,

hasretine dayanamamaktır aşk.

Sürekli, kendinden feda edebilmektir aşk.

Ya da her şeyden vazgeçebilmek...

Bazen kendi içini dökmek,

Bazen de onun gözyaşlarını silebilmektir aşk.

Ara sıra yağmurda ıslanmak,

Ya da sonbaharda onu özlemektir aşk.

Belki de aşk,

O gülerken cenneti yaşamaktır.

Ya da onun parmağı acısa

senin yüreğinin sızlamasıdır.

Ve

Onun gemisine bir şey olsa,

Senin tüm limanı yakabilmendir.

Kısaca,

O bir gülse kelebeklerin ömrünün uzamasıdır aşk.

-Muhammed İnanç

         YARIM KALDI

En güzel hayaller söndü.

Birçok aşk, maziye gömüldü.

Var mıydı her zaman sevgiyle yaklaşan?

Ya da saatlerce aşkla bakışan?

Yoktu hiçbir zaman ayrılıkla savaşan.

Ya da mutluluk için her daim yarışan.

Çıkarsız seven azdı. 

Herkes kendi aşkının kuyusunu kazdı.

Bütün umutlar denize battı.

En güzel aşklar yarım kaldı.

-Muhammed İnanç

SEVMEK İSTERİM SENİ

Sevmek isterim seni.

Bir mum ışığında ya da bir gece karanlığında...

Belki yıldızların altında belki de bir sonbahar akşamında....

Sevmek isterim seni.

Kalbim atarcasına,

Bedenim sana koşarcasına,

Aklım çıkarcasına,

Ve bir tek, sana bakarcasına,

Sevmek isterim seni.

Bir sonbahar günü severim yüreğinden.

Bir ilkbahar sabahı öperim gözlerinden.

Bir  kış günü, ısınırım ellerinden.

Ve bir yaz günü dökülür şiir dilimden.

Her mevsim sevmek isterim seni.

Her ay öpmek...

Her gün görmek isterim seni.

Ve gördükçe tekrar aşık olmak....

Her an yanımda olmanı isterim.

Her saniye seni hissedebimek...

Kısaca ben yıllar geçse, ömür bitse de...

Bir tek seni,

Bir tek seni isterim.

-Muhammed İnanç

,

         MAVİ

Vardır bir umut.

Gecenin ardından doğan güneş gibi...

Ya da zifiriden sonra gülümseyen aydınlık gibi...

Belki de bir bebeğin gözündeki parıltı gibi...

Dermanım yok desende, kalkacaksın ayağa.

Bir önceki düşüşünde kalktığın gibi...

Güzel günler gelecek.

Seni sana hatırlatan, seni başkasına tanıtan günler...

Denizlere yelken açıp derinliklerde kaybolduğun günler...

Mesela, mavi gibi olacaksın.

Her daim umutlu,her daim geleceğe vurgun...

Ve geçmiş için sadece suskun...

-Muhammed İnanç

    İKİ MEVSİM

Kalmadı artık içimde umut, her seferinde yaraladığın için.

Güvenmek nedir bilmiyorum artık, sürekli yalanlar söylediğin için...

Sevemiyorum mesela kimseyi...

Duygularım bir türlü karşılık bulmadığı için...

Düşünemiyorum bu aralar, aklım sürekli sende olduğu için...

Mesela uyuyamıyorum geceleri, rüyalarımda bile bana zarar verdiğin için...

Nefes alamıyorum bazen, seni hayatımdan çıkaramadığım için...

Ve dünyam kararıyor, hayatımın anlamı sen olduğun için...

Oysa eskiden böyle miydi ?

Gözlerine her baktığımda, umut ışığını görürdüm.

Ve her duyguyu seninle yaşardım.

Öfkesinden,aşkına kadar...

Belki de eskiden nefesim sendin.

Her karanlığımda ışık olup beni aydınlatırdın.

Gökkuşağı gibiydin, bakmaya kıyamazdım.

Bir ömürdün sen, yaşamaya doyamazdım.

Ve bir mucizeydin sen, her anımda sadece senin adını geçirirdim.

Aşktın sen. Dillere destan olan ve anılarıyla unutulmayan bir aşk...

Kısaca sen, benim için hem bahar hem kıştın.

Güldürdün, sevdirdin ve koca bir mazi oldun içimde.

Ama bunlar yetmedi bize.

Üstüne bir de acıttın, ağlattın ve özlettin kendini.

Halbuki ben öyle miydim ?

Güldüğümde düşünüp ağladığımda özledim seni.

Kısaca,

Sen bende koca bir mazi ve koca bir acısın...

-Muhammed İnanç

         ANLAYAMAZSIN

Anlayamazsın.

Tozpembe hayallerle, yaşama tutunduğun için…

Gökyüzünü sürekli mavi gördüğün için...

Ya da sürekli kuş sesleriyle uyandığın için...

Anlayamazsın beni.

Hayallerin bir bir yıkılacağı için…

Mavi gökyüzünde şimşekler çakacağı için…

Ya da bundan sonra, kuş sesleriyle uyanamayacağın için…

Anlayacaksın zamanla beni.

Yaşamış olduğun bu dünyaya, anlam veremeyeceksin asla.

Kalbin kırıldığında anlarsın, bir çocuğun oyuncağının kırılmasını…

Dünyan karardığında anlarsın, hayatın ne kadar siyah olduğunu…

Ve hayallerin bir bir yıkıldığında öğrenirsin bir daha asla hayal kurmamayı...

Tek başına ağlarken öğrenirsin, insanların gerçek yüzünü.

Ama yine de zamanla anlarsın, her gecenin bir sabahı olduğunu.

Her şeyi anlarsın zamanla. Hayatı, insanları ve şu garip dünyayı…

Ama beni anlayamazsın sevgili.

Zaman geçse de, geceler sabah olsa da anlayamazsın beni.

Mesela seni ne kadar sevdiğimi bilemezsin.

Yada Gözlerinde nasıl tutuklu kaldığımı hissedemezsin.

Sana her bakışımda, cenneti gördüğümü bilemezsin.

Elini tuttuğumda sesimin titrediğini,

 Ve nefesini hissettiğimde, nefesimin durduğunu, anlayamazsın sevgili.

Ama gün gelir, sende beni bir gün anlarsın.

Aşkınla yanıp tutuştuğun insanın, laflarıyla seni yakıp kavurduğu zaman

anlarsın beni.

Kısaca kendini, beni ve hayatı anlarsın...

Ama seni ne kadar sevdiğimi asla anlayamazsın sevgili..

-Muhammed İnanç

EXPERIENCEO

                     AŞK

Aşk...
Kimisine cenneti kimisine cehennemi yaşatır.
Kimini güldürür, kimini öldürür.
Bazen umut verir, bazen hayal söndürür.
Bir hastalıktır aşk.

Tedavisi olmayan....
Acıtır, kanatır, yorar insanı...

Yine de bırakmaz peşini.
Zalimdir aşk.

İnsanoğluna acımaz.
Sadakatsizdir.

Bağlandıkça terk eder seni.
En önemlisi nankördür aşk.

Yeri gelir bütün feda ettiklerini siler tek kelimeyle.
İşte bu yüzden...

Aşığın çölünde güneş doğmaz.
Gecesinde yıldız olmaz.
Geçmişinde huzur bile bulamaz.
Ve en önemlisi de hayatında mutluluk olmaz.
Yine de güzeldir.
Acısı kadar güzel, ızdırabı kadar özeldir.
Ve bıraktığı izler kadar unutulmazdır aşk.
İşte bu Yüzden gecesinde yıldız olmayanın,
çölünde güneş doğmayanın vazgeçilmezidir.
Aslında aşk...

Hastalık olduğunu bile bile bu hastalığa yakalanmaktır.
Kısaca aşk...

Acıtır, kanatır ve iz bırakır.
Ama tüm bunlara rağmen, kendine bağlayacak kadar özeldir aşk...

-Muhammed İnanç

HAYAT

İnce bir çizgidir hayat..

Sonu belli olmayan...

Uçsuz bucaksız yerlere götüren ve seni düşünmeyen bir çizgidir hayat.

Acımasızdır hayat.

Düşerken tutmaz elinden.

Ağlarken silmez gözyaşlarını.

Ayağa her kalktığında bir kez daha yıkar seni.

Güçlü olmayı öğretir sana.

Bazen de kendi gözyaşlarını silebilmeyi.

Ama yeri gelir sevindirir seni.

Tesadüfler yaratır, sürprizler yapar sana.

Mutluluk nedir öğretir.

Bir kişi çıkarır karşına.

Sana tüm hayatı sevdirir.

Bağlanmak nedir öğretir sana.

Aşk nedir anlatır sana.

Gece yıldızları, sabah güneşin doğuşunu izlettirir ikinize.

Kısaca hayat...

Sana aşk denen mucizeyi verir.

Geçmişte yaşadıklarını unutturur bir mucizeyle.

Çünkü aşk öyle bir şeydir ki...

Sadece onu düşündürür sana.

İşte bu yüzden,

Hayat bazen nankör, bazen de aşkı sana verecek kadar güzeldir.

Ve unutma ki...

Hayat ne olursa olsun, sana güzellik yapacak kadar düşüncelidir.

İşte bu yüzden...

Sabret, çalış ve doğru zamanı bekle.

Unutma ki...

Hayat senin yaşadığın kadar güzeldir.

-Muhammed İnanç

              GÖKKUŞAĞI

Gökkuşağına sordum renkleri.

O sadece siyahtan ibaret dedi.
Kalbimdeki yaraya sordum seni.

Her gün kanatıyor dedi.
Bulutlara anlattım ikimizi.

Bizim gibi bir gün uçup gidecek dedi.
Kitaplara sordum seni.

Kelimeler bile yetmez dedi.
Güllere bahsettim ikimizden.

Dikeni eline batırır dedi.
Yaprağa sordum seni.

 Sonbahar olup terk edecek seni dedi.
Zamana bıraktım her şeyi.

 Benim gibi gelip geçecek dedi.
Meleklere sordum gözlerini.

Bizden bile güzel dedi.
Ve denize döktüm derdimi.

Yavaş yavaş boğuluyorsun dedi.
Güneşe gösterdim seni.

Yakıp kavuracak dedi.
Gökyüzüne anlattım ikimizi.

Bana ulaşman kadar imkansızdı dedi.
Dağlara yazdım derdimi.

Bizim kavuşmamız kadar imkansız aşkınız dedi.
Ve toprağa sordum kendimi.

Her gün seni bana yaklaştırıyor dedi.
Okyanusa bıraktım bedenimi.

İçindeki ateşi biz bile söndüremeyiz dedi.
Çöllere sordum seni.

Yağmur kadar imkansız dedi.
Ve kendime sordum seni.
Nereye baksam sen vardın.
Rüyalarımda, kitaplarda ve kalbimde…
Ama tükendim artık.
Ayrılık gidenin cesareti, kalanın sabrıyla ölçülürmüş.
Cesaret ettiğim için değil tükendiğim için  gidiyorum.
İşte böyle bitti bizim hikayemiz.
Ben tükendim, sen tükettin.

-Muhammed İnanç

KAYBECEKSİN ARKADAŞ

Kaybedeceksin arkadaş.

Çok sevdiğin, çok değer verdiğin için...

Çünkü sevgin ağır, verdiğin değer fazla gelecektir ona.

Asla sevdiğin kadar sevilmeyeceksin. Özlediğin kadar özlenmeyeceksin.

Çünkü çok sevmiştin sen onu.

Sen onun gözlerine bakmaya doyamazken başkası o gözden yaşlar akıttı.

Sen onunla konuşurken heyecandan titrerken başkası onun karşısında öfkesinden titredi.

Sen onu üzmeye kıyamazken başkası ona geceleri haram etti. 

Sen kalbini ona teslim ederken  başkası onun duygularını aldı götürdü.

Sen onunla birlikte olduğun bir hayatı hayal ederken başkası onunla birlikte yaşadığı maziyi beğenmedi.

Sen onun tek kelimesiyle her şeyi feda etmeye hazırken başkası onun laflarını umursamadı.

Sen onun gülüşünü izlemeye hasretken başkası onun gülüşüne hiç önem vermedi.

Sen koca ömrünü ona adamışken başkası ona zaman bile ayırmadı.

Sen onun kokusunu bile unutamazken başkaları onu hatırlamadı bile.

Sen onun saçının bir teline bile değer verirken başkaları buna hiç dikkat etmedi.

İşte bu yüzden kaybedeceksin arkadaş...

Çünkü iyiler hep kaybeder.

''Ya kendini ya da sevdiğini...''

Sen ona bu kadar değer verirken o seni hiç umursamadığı için, üzüleceksin arkadaş.

Kaybettiğin için değil bu kadar bağlanıp değer verdiğin için.

Ve anlam veremeyeceksin şu garip dünyaya.

Sevenler hep acı çeker. Acı çektirenler hep sevilir.

Doğanın Kanunudur.

Bir taraf duyguları yüzünden cehennemi yaşar.

Diğer taraf zalimliği yüzünden cenneti tadar.

-Muhammed İnanç

CONTACT
bottom of page